18 Ağustos 2011 Perşembe
Guzel Adam; James Blake
Kariyeri'nin sonlarina yaklasan James Blake icin bir geri donus artik cok uzak gozukse de kendisi 2005 yilinda belki de spor tarihinin en buyuk geri donuslerinden birini gerceklestirerek buyuk bir mucizeye imza atmisti. 2004 yilinda kariyerinin o ana kadar olan en ust noktasindayken Roma'da mac oncesi yaptigi antrenmanda boynunu kiran Blake'in birakin tenis oynamayi 6 ay boyunca yurumesine bile izin verilmemisti. Bir daha tenis oynayip oynayamayacagi bile belli degilken, Blake sakatligindan 6 hafta sonra babasini kaybetti. (Sakatligi sirasinda yasadiklari ve tenise geri donusu hakkinda 2007 yilinda Breaking Back: How I Lost Everything and Won Back My Life adinda bir kitap yayinladi. Yazdigi kitap spor camiasinda bugune kadar yazilmis en etkileyici biyografilerden biri olarak kabul ediliyor. Sophomore yilinda profosyonel tenisci olmak icin Harvard egitimini birakan Blake'den de bu beklenirdi.) Butun bu olaylarin ustune biyografisinde kendisinin aslinda ne kadar sansli oldugunu dusundugunu anlatiyor. Sakatlanmis olmsini buyuk bir sans olarak goruyor ve aksi halde buyuk ihtimal babasinin hayatinin son 3-4 haftasinda onunla birlikte olamayacagini dusunuyor. Ayrica kitabinda Blake sakatliginin ve babasinin olumu ardindan sevdigi herseyin elinden goz acip kapayincaya kadar elinden gidebileceginin farkina varip hayata hic olmadigi kadar guclu baglandigini soyluyor.
Butun bu buyuk acilari yasadiktan sonra kimse Blake'den tekrar kortlara donup basarili olmasini beklemiyordu. Ustune ustluk bir yildir turnuva oynamadigi icin Blake siralamalarda ilk 200de bile degildi. Ama o cok kararliydi ve ise ATP turnuvalarinin bir alt katogarisi olan Challenger turnuvalarini bir bir kazanarak basladi. Kisa surede cok yogun bir turnuva programinin ardindan 49.luga kadar yukseldi. Ama asil destegi onu cok seven Amerikan halkindan aldi. Genelde genc ve gelecek vaad eden oyunculara verilen US Open wild cardlarindan biri USTA tarafindan o sene James Blake'e verildi. Blake kendisine taninan bu sansi daha iyi kullanamazdi. 3. turda 2 numarali seri basi olan Nadal'i eledikten sonra ceyrek finale kadar yukseldi ve bir baska Amerikali Agassi'yle elesti. Blake ceyrek finalde Agassi'ye belkide hayatimda izledigim en guzel tenis maclarindan birinde 5. seti 7-6 kaybederek elendi. Eger tenisi sevmeyen birine sevdirmeye calisiyorsaniz yapacaginiz en yararli seylerden biri ona US Open 2005 Agassi-Blake macini izletmek olur.
Artik siralamalarda geriye dustugu icin cok James Blake macina denk gelemiyorum. DVD ye cektigim maclar arasinda Safin'den sonra en cok James Blake maci var sanirim. Eylul'de cok buyuk ihtimal US Open'a gidecegim, en buyuk hayalim belki de baska bir turnuvada elime gecemeyecek bu firsati degerlendirip bu guzel adamin canli bir macini izlemek. Follow @PazzoBuffone
14 Ağustos 2011 Pazar
Ataturk Tenis Izlerken..
Daha Fenerliler Besiktaslilar tartisa dursun Ataturk hangi takimli diye
"Karşıyaka Spor Kulübü'nde karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara çok şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvveti, saadeti ne bariz görülmektedir." M.K Ataturk
Follow @PazzoBuffone
11 Ağustos 2011 Perşembe
Un Sol para los Chicos
Un Sol para los Chicos UNICEF'in Arjantin'de düzenlediği bir etkinlik, İspanyolca "Çocuklar için bir Güneş" anlamına geliyor. Buenos Aires'te Luna Park (lunapark?) Stadında düzenleniyormuş, geçtiğimiz 7 Ağustos Pazar akşamı da 20.yılını kutlamış etkinlik burada.
38 yaşında Martin Palermo, daha bu yaz emekli oldu diye hemen pabucunu dama atmamak lazım. Acaba emekli bir futbolcu böyle bir hareketi yapmaktan kaç yaşında vazgeçer? Bence hiç vazgeçmeyeni kesin vardır, Palermo'da eminim onlardan biri olur.
9 Ağustos 2011 Salı
Meriç Tunca ve Arda Turan
Duymayan kalmamıştır, Arda Turan 12 milyon Euro bonservis bedeliyle Atletico Madrid'e transfer olmuş, alacağı para 5 yıl boyunca yılda 2.5 milyon Euro olarak söyleniyor. İnternet sitelerinde gazetecilik zaten alay konusu haline gelmiş durumda, ben de Meriç Tunca'nın Arda Turan konulu, 29 Haziran 2011 tarihli yazısını alıntılamak istedim. İçi rahattır sanıyorum kendisinin, bence yine de yatacak yeri yok...
"Arda'yı kim işletiyor
Birileri belli ki Arda'yı işletiyor..
Ya da Arda bizi işletiyor..
Ya da hem Arda, hem birileri Galatasaraylılar'ı fena halde işletiyor..
* * *
Ne zaman transfer dönemi kapanıyor..
Bir bakıyorsunuz;
Arda Chelsea'ya gidiyor..
Atletico Madrid Arda için geliyor..
Barcelona Arda için ölüyor..
Manchester United Arda için bitiyor..
Liverpool Arda için yanıyor..
Bayern Münih Arda için tutuşuyor..
Hatta Chelsea biraz daha ileri gidip, ''Al Drogba'yı ver Arda'yı, al sana üstüne 7 milyon pound'' falan diyor..
Sonra...
Transfer dönemi açılıyor, imzalar atılmaya başlanıyor..
Bir bakıyorsunuz.. Ya da bakamıyorsunuz;
Ne Arda Chelsea'ya gidiyor..
Ne Atletico Madrid Arda için geliyor..
Ne Barcelona Arda için ölüyor..
Ne Manchester United Arda için bitiyor..
Ne Liverpool Arda için yanıyor..
Ne de Bayern Münih Arda için tutuşuyor..
Hatta Chelsea bile ''Al Drogba'yı, ver Arda'yı, al sana üstüne 7 milyon pound'' falan demiyor..
''Peki buradan hangi sonucu çıkartacaksın?'' derseniz;
Arda ile kıyaslanan dünyanın en sıradan oyuncusu (!) Messi Barcelona'da yerinde sayıp, bir teklif bile alamazken (!)
Messi ile kıyaslanan ve hatta ondan daha büyük olduğu kabul edilen Arda için dünyanın en süper kulüpleri adeta birbiriyle yarışıyor (!)
* * *
Allah aşkına biri beni durdursun..Durdursun ki, gülmekten ölmeyeyim..."
Kaynak: Arda'yı Kim İşletiyor - Hürriyet Spor
Follow @PazzoBuffone
8 Ağustos 2011 Pazartesi
Vedi Napoli Poi Muori*
Napoli-Kuzey Italya cekismesi hemen hemen her konuda gundeme geliyor. Bu cekisme ulkede politik-sosyal-ekonomik ve hatta cografik bir sorun halinde. Kendini begenmis Kuzeylilere ise bu sene en guzel cevabi Serie A’da ucuncu olup direk Sampiyonlar Ligi'ne gitmeye hak kazanan Napoli’li futbolcular verdi. Bu basarida kuskusuz en buyuk paysahibi Napoli baskani Aurelio de Laurentiis. Napoli gibi bir takimin en cok ihtiyaci olan sey, takimi sahiplenecek iradeli bir baskandi. Kendisi gundeme en son Napoli’nin zorlu fiksturunu begenmeyip Serie A kura cekimini terk ederken ettigi kufurlerle gundeme gelmisti. Ancak bu fevri baskanin yaptigi ilk yaramazlik degil, kendisi ozellikle kuzey kuluplerinin lehine yaptigi curetkar aciklarmarla sik sik gundeme geliyor. Iste bu yerinde duramayan baskanin en iyi 10 gafi:
10. "Seni dovmeyecegim cunku benden cok daha yaslisin"
Takimi kendi evinde Lazio ile 2-2 berabere kaldiktan sonra buyuk bir sinirle soyunma odasina girip teknik direktor Edy Reja’ya bu sozleri soylemis, ironiktir ki Edy Reja suan Lazio takiminin basinda..
9. “Ingilizler kotu yasiyorlar; kotu yemek yiyorlar ve kadinlari vucutlarinin yikamalari gereken kisimlarini yikamiyorlar”
Medya uzerinden Marek Hamsik’in ve Ezequiel Lavezzi’nin kafasini karistirmaya calisan Ingiliz kuluplerine karsi altta kalmamis ve cevabi yapistirmis. “Istiyorlarsa gitsinler ama Ingiliz kadinlar taharet muslugu ne demek bilmiyorlar bile”
8. "Eger sporcuysan hayat kadinina gitmene gerek yok."
2009 yilinda Lavezzi’nin ismi fuhus skandalina karistiginda, Lavezzi’ye karsi yaptigi elestiri hala akillarda.
Yine 2009 yilinin yaz aylarinda Napoli’ye birbirinden unlu oyunculari imzalatip, transferde buyuk bir basariya imza attiktan sonra teknik direktor Donadoni’nin hala yetinemeyip yeni bir oyuncu istemesi De Laurentiis‘i sinirlendirmise benziyor.
6. "UEFA Kupasi? S*kimde bile degil."
Elfborg’u San Paolo’da eleyip bir ust tura cikan Napoli’nin galibiyetindensonra De Laurentiis’e fikri sorulmus, kendisi cok sevinmise benzemiyor. “Blatter ve Platini yuzunden artik UEFA kupasinin hicbir degeri yok”
5. “Berlusconi’ye karsi yapilabilecek hicbir sey yok”
Devre arasindan sonra bomba gibi bir baslangic yapip Juventus’u 3-0 yendiginde De Laurentiis’e sampiyonluk sansi sorulmus, bu sefer daha kibar bir sekilde“Berlusconi sampiyon olmak istiyor, ve sampiyon olmak icin herseyi (!) yapacaktir”
4. "Sorularin t*saklarimi acitmaya basladi”
La Gazzetta dello Sport muhabiri tarafindan Lavezzi, Hamsik ve Cavani’nin satilip satilmayacagi hakkinda sorulan soruya baskan kendi tarzinda bir cevap vermis.
3. "Eger Mazzoni aptallik yaparsa onun t*saklarini keserim”
Lavezzi’nin menejeri Mazzoni’ye De Laurentiis’in uyarisi gayet acik ve net.
2. "Messi ahmakin teki."
Bu yaz da Napoli baskani Messi’yi Copa Amerika’ya gittigiicin elestirmisti, “Ben olsam beni nasil oynatacaklari konusunda herhangi birfikri olmayan bir suru aptal adamin yanina gitmezdim”
1. "Futbolu birakiyorum, herkes bok gibi."
Son olarak da Napoli’nin kotu kurasini begenmeyip vespasi uzerinde terk etmistikura cekimini, kendi tarziyla elestiri yapmayi da ihmal etmemis.
5 Ağustos 2011 Cuma
Kevin Durant ve Nike Pro City League
Ertesi gün Durant, Manhattan'daki Baruch College sahasında başka bir maça çıkmış. Nike Pro City League kapsamında Durant'in formasını giydiği The Franchise, Big Apple Basketball'u uzatmada 146-143 yenmiş. Aslında bu maçtan sonra konuşulan isim Chicago Bulls gardı John Lucas III olmalıydı. Eski bir NBA koçu olan John Lucas'ın oğlu olan Lucas III, maçı Big Apple Basketball adına 60 sayıyla tamamlamış, ama kaybeden tarafta olunca ve rakip Durant olunca iş başka tabii.
Durant maçı 41 sayıyla tamamlamış, zaten Durant için artık olağan karşıladığımız şeyler. Benim daha çok ilgimi çeken, maç boyunca Durant'e farklı yollarla sataşan zenci arkadaş oldu. Aslında aşağıdaki videoda Got'Em Coach sitesi sağolsun olayı çok güzel anlatmış, yine de yazalım. Anlatılan, videodaki elemanın Durant'in maça tutuk bir performansla başladığı için tribünlerden sataşması. Saha biraz küçük olunca Durant arkadaşın eleştrilerini farketmiş. Gördüğümüz kadarıyla Durant, arkadaşın kendisine yaptığı Baby Lebron (Türkçesine Çakma Lebron denilebilir) yakıştırmasına da baya içerlemiş, bi siktir git havalarına girmiş. Gazı alan arkadaş maç boyunca devam etmiş bu sataşmalara, hatta Durant maçı beraberliğe taşıyacak bir serbest atışı da kaçırınca bu arkadaşa katılanlar olmuş. Normal sürenin sonunda ise The Franchise 137-134 gerideyken Durant maçı beraberliğe getiren üçlüğü yollamış, benche giderken selamını da çakmış bizim zenci arkadaşa:
Maçta oynayan NBA oyuncusu sayısı da ikiden fazla bu arada. Pacers pivotu Roy Hibbert, Nets gardı Sundiata Gaines, bu yaz Fransız Chorale Roanne Basket ile sözleşme imzalayan eski NBA ve D-League oyuncusu Andre Barrett, ve NCAA kolej liginden St. John's forveti Justin Burrell de bu maçta forma giymiş.
4 Ağustos 2011 Perşembe
Chivas'lı Marco Fabián
Maçın en çok dikkat çeken ismi şüphesiz 22 yaşındaki Marco Fabián. 70.800 kişilik rekor seyircinin önünde muhteşem 2 gole imza atmış kendisi, ilki uzaktan falsolu bir füze, ikincisi de harika bir vole. Ayrıca goller yalnızca 3 dakika arayla gelmiş (60' - 63'), ve Chivas'ı 1-0 geriden gelip 2-1 öne geçiren goller aynı zamanda.
1989 doğumlu Fabián, Chivas takımıyla ilk maçına 10 Kasım 2007'de çıkmış, ancak ondan önce 10 sene boyunca Chivas'ın altyapı takımlarında forma giymiş. Ayrıca Meksika'nın gençlerle katıldığı Copa America 2011 kadrosunda da varmış kendisi. Avrupa'nın önde gelen takımları tarafından izleniyor mudur, ne zamandır izleniyordur bilmiyorum, ama bu sabaha karşı Barcelona'ya attığı gollerle çok dikkat çekeceği kesin. Follow @PazzoBuffone
2 Ağustos 2011 Salı
Rucker Park'tan Kevin Durant Geçti
NBA'de ise lokavt olduğunu artık Sağır Sultan bile duydu. Oyuncular Birliği başkanı ve Lakers gardı Derek Fisher, NBA komisyoneri David Stern ile dün bir araya geldi, ancak iki taraf da hayret içinde ayrıldı toplantıdan, işaretler hala 2011-2012 sezonunun tamamının oynanmayacağı yönünde. Lokavt sırasında ise takıma ait tüm binalar, antrenman salonları vs. oyunculara kapatılıyor, oyuncularla takım personeli ve yönetimlerin ilişiği kesiliyor. (Hatta Chris Paul'ün bu yaz düğününe davet ettiği güvenlik elemanı Randy Greenup, düğüne katılabilmek için NBA yönetiminden izin almak zorunda kaldı.) Lokavt süresince vaktini Filipinler'de para karşılığı şov maçına çıkan yıldızlar var, Deron Williams gibi soluğu Türkiye'de veya farklı Avrupa ülkelerinde alacaklar var, Amerika'da tatil yapmayı seçenler var.
Bu boşlukta Rucker Park'a yolu düşen son yıldız ise Kevin Durant. NBA'in en genç sayı kralı ünvanını elinde bulunduran Durant, Sean Bell All Stars takımına karşı DC Power beşinde forma giymiş. İstanbul'da bize karşı finalde oynadığı gibi, yine lokavt filan dinlememiş Durant, rakip potaya tam 66 sayı bırakarak takımını 99-93 galibiyete taşımış. "Ne var sanki, ben de NBA'de oynasam sokakta ben de 66 sayı atarım" diyenler için not düşeyim, Rucker Park sayı rekoru 74. Rekoru Joe "The Destroyer" Hammond 70'li yıllarda bu sahada oynarken kırmış, 30 yıllık bir rekordan bahsediyoruz yani.
Pazartesi gecesi oradakiler için maçı efsane kılan ise Durant'in son çeyrekte arka arkaya 5'te 5 üçlük atması olmuş, o üçlüklerden 4'ü ve taraftarın sahaya dalışı aşağıdaki videoda. Kevin Durant'e yapılan ikili, hatta üçlü sıkıştırmalar fayda etmeyince de rakip oyuncu Sean Bell maçı 1 dakikadan az bir süre kala bitirmiş. Maçı 9/11 üçlük isabetiyle 66 sayıda bitiren Durant de Rucker Park'a daha yalnızca ilk gelişinde efsaneler arasına adını yazdırdı diyebiliriz.
1 Ağustos 2011 Pazartesi
Moda Tenisi
Top 10 Most Stylish Tennis Players | |||
---|---|---|---|
RANK | Player | N-Score | %Stylilsh |
1 | Caroline Wozniacki | 7 | 30 |
2 | Maria Sharapova | 43 | 27 |
3 | Nicole Vaidisova | 5 | 25 |
4 | Elena Dementieva | 9 | 25 |
5 | Anna Kournikova | 42 | 22 |
6 | Gael Monfils | 2 | 22 |
7 | Mike Bryan | 3 | 21 |
8 | Roger Federer | 57 | 20 |
9 | Agnieszka Radwanska | 4 | 19 |
10 | Serena Williams | 131 | 17 |
Source: Nielsen |
Yaz Ayları - 2
Okyanusun diğer tarafında Barcelona ve Manchester United bu haftasonu THY sponsorluğunda Washington DC'de karşı karşıya geldi. Çok değil daha 2 ay önce Şampiyonlar Ligi Finali'nde karşılaşan takımlarda bu sefer o kadroların sadece yarısı sahaya çıktı. Ama Manchester maçı 2-1 kazanınca çıkıp bizdeki gibi siz bizim yedek takımımızı yendiniz, aslarımız yoktu ondan yendiniz diyecek Barcelona fanatikleri kesin vardır. Maçın golü 1991 doğumlu genç Thiago Alcântara'dan gelmiş. U16 döneminden beri İspanya'da milli takımlarda forma giyiyormuş kendisi.
Yine okyanusun diğer tarafında ancak bu sefer Güney yarımküreden ilginç bir gol gelmiş, tanıdık bir isimden. Brezilya Ligi'nde Flamengo'da oynayan 31 yaşındaki Ronaldinho, bu yaşında bu dizlerle gol atmak için epey yormuş kendini. Golden sonra girdiği havalara bakarsak, bir daha da yormaz bence. Flamengo'da Gremio karşısında maçı 2-0 kazanmış.
Bizdeki belirsizlik bitene kadar futbol için artık yalnız bir gözümüz değil iki gözümüz dışarıda olacak anlaşılan... Follow @PazzoBuffone