Çoğu futbolcu, futbolu bıraktıktan sonra antrenör olmak ister. Bazıları futbolu bıraktıkları takımda genç takımı çalıstırmaya başlar, bazıları ise ülkesinin milli takımında görev alırlar.
Bazı futbolcular ise hayatlarına daha ilginç uğraşlarla devam ediyorlar. Türkiyede ise futbolu bırakınca hedef belli ya NTVspor'a yada Lig TV (!)
Ilk örneğimiz futbolcuyken kendisini çok beğendiğim Cristian Vieri. Aslında kendisinin birden fazla uğraşı var, ama en ilgici profösynel poker oyuncusu olmak istemesi. Çoğu futbolcunun kumar oynamayı sevdiğini biliyoruz, hatta son yıllarda futbol dünyasi şike skandalları ile sarsılıyor. Ancak Vieri' nin hedefi bir başka, Vieri profösyonel olarak oynamak istiyor poker, Poker World Series'in bir parçası olmak istiyor. Ne diyelim inşallah Eurosport'ta Vieri'nin olduğu bir poker turnuvasina denk geliriz, belki o zaman 5 dk dan fazla izleyebilirim.
Vieri'nin ikinci ve üçüncü uğraşları ise bir Italyana yakışır cinsten. Vieri, Milan ve Italya milli takımından arkadaşı Maldini ile birliktebir moda markası kurmuş. Markanın adı "Sweet Years". Vieri ve Maldini gibi klas adamlardan daha başarılı bir iş beklerdim. Gençlik markası yaratacaklarına kaliteli bir erkek giyim markası yaratsalar en azından yolumuz düştüğünde dükkanlarından kafamızı sokardık. (Kazım'ın da öyle çalışmaları vardı aman elini uzak tutsun.) Moda sektöründeki ortaklıklarından memnun kalmış olucaklar ki Maldini-Vieri ikilisi ortaklıklarını başka bir sektöre taşımışlar. Italyan ikili Milano şehrinde iki tane restoran açmışlar. (Bizim Ümit Davala da Izmirde restoran açmıştı, içerde 10 kişiden fazla kişinin oturduğunu görmedim). Iki Itayanın bir araya gelip kötü restoran açdığını görmedim, hayırlısı olsun..
Futbol hayatı boyunca Vieri'nin bir başka hobisi vardı, diğerlerine göre daha özel bir hobi. Kurduğu moda markasından da göze daha çok hitap ettiği kesin.Vieri futbol kariyeri boyunca inanılmaz güzel kadınlarla yaşadığı ilişkiler ile gündeme geldi. Futbolu bıraktıktan sonra da hızı kesilmemiş. Birlikte olduğu kadınların sadece birkaçı; Elisabetta Canalis, Elena Santarelli, Debora Salvalaggio ve Melissa Satta. Özellikle Melissa Satta bu konuda başarılı arkadaşlarımızdan.
Bir başka ilginç karakter Eric Cantona'ya geçiyoruz şimdide. Futbolcuyken yaptıklarına baklınca futbolu bıraktıktan sonra yerinde sakin sakin oturması beklenilemezdi. O da futboldan sonra kendisine başka uğraşlar edinenlerden. Cantona'nın Nike'ın Joga Bonito reklam serilerinde rol aldığını hatırlıyoruz ancak Fransız futbolcunun oyunculuk kariyeri bununla sınırlı değil. 1998 yılında
Elizabeth adlı İngiliz filminde bir Fransız diplomatını canlandırmış. Şansını birkaç kez de kameranın öbür tarafında yönetmen olarak denese de pek başarılı olamamış ki film sektöründe çok da ısrar etmedi.
Manchester United'dan ayrıldıktan hemen sonra Fransa Plaj Futbolu takımına girip tozu dumana katan Cantona daha sonra asıl başarıyı Fransız Plaj Futbolu takımını çalıştırarak kazandı. 2005 de Rio da Brezilya'yı malup ederek Dünya Kupasına uzanan Cantona ve takımı bir sonraki yıl ise ancak üçüncü olabildi. Cantona'nın çalıştırdığı takımın bir başka tanıdık üyesi daha var. Fotografta arkadasında Perez yazan futbolcu 2001/02 sezonunda Galatasaray'a kiralanan Sébastien Pérez'den başkası değil.
Bir başka Fransız'a uzanıyoruz şimdi. Bixente Lizarazu'yu Bayern Munich ve Fransız milli takımının sol kanadından hatırlıyacağız. Ancak Lizarazu kendisine öyle bir hobi bulmuş ki gerçenten 'yok artık' dediten cinsten. Lizarazu futbolu bıraktıktan sonra Brezilya dövüş sanatı Jiu-Jitsuya merak sarmış, bir de madalyası var. Mavi kuşak Avrupa hafif siklet şampiyonu olmuş 2009 da. Lizarazu her sene Rolland Garros'da da yerini almayı ihmal etmez, Parker çifti ise hemen bir ön sırada..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder