20 Mayıs 2011 Cuma

Simdilik



Çinli düşünür Lao Tsu anlatıyor,
Köyün birinde yaşlı bir adam varmis. Çok fakir olan bu adamın tek varlığı çok güzel bir beyaz atmis. Bölgenin beyi bu atın ününü duymus ve adamlarını göndermis.

Teklif edilen bütün paraları reddetmis yaşlı adam, "O benim dostumdur, insan dostunu satmaz" demis. Köylüler yaşlı adama kızıp, "hep böyle fakir kalacaksın" demisler. Yaşlı adam ise "simdilik" demekle yetinmis.
Birkac gun sonra yaşlı köylünün beyaz atı kaybolmuş. Kimisi, "bey kızdı, atı kaçırttı" diyor, kimisi "başkası çalmıştır" diyormus. Ama hepsi de yaşlı adama "Gördün işte, şimdi ne atın var ne de paran" demis.

Yaşlı adam sakin sakin cevap vermis: "Karar vermek için acele etmeyin. Simdilik sadece at kayıp. Tek gerçek bu. Bu olay da bütün olaylar gibi bir başlangıçtır, ardından ne geleceği belli değil..."

Aradan bir kaç gün daha geçmis ve at ansızın geri dönmus. Üstelik yalnız da değilmis, peşinden 12 yabani atı da köye getirmiş.

Köylüler yaşlı adamın çevresine toplanmislar: "Özür dileriz, sen haklı çıktın, hem atın geri döndü hem de zengin oldun..."

Yaşlı adam cevap vermis : "Sadece simdilik, karar vermek için yine acele ediyorsunuz. Şu anda bir tek gerçek var, atım 12 yabani atla birlikte geri döndü. Bundan sonra ne olacağını bilmiyoruz."
Köylüler yaşlı adamın bu sözlerini pek sevmemisler, arkasından konuşup durmuslar.

Yaşlı adamın tek oğlu varmis ve evin bütün geçimini o sağlıyormus. Ve yabani atları eğitmeye çalışırken attan düşmus, ayağını kırmis. O çalışamayınca da yaşlı adam bir kuru ekmeğe kaldı.
Olayı duyan köylüler geldiler, "haklıymışsın" dedimisler, "tek oğlunun ayağı kırılınca yine fakir kaldın..."

Yaşlı adam yine sakin bir sekilde cevap vermis: "Sizin hastalığınız erken karar vermek. Evet oğlum bacağını kırdı, ama gerçekbu kadar. Hayat küçük parçalar halinde gelir, bunların birleştiği zaman alacağı yüzü kimse bilemez. Acele karar vermekten vazgeçin..."

Birkaç hafta sonra büyük bir savaş çıkmis. Köyün bütün gençleri askere alınmis. Yaşlı adamın oğlu hariç. Çünkü ayağı kırıkmis.

Köylüler yas içindeymis, oğulları geri dönemeyecek diye ağlıyorlarmis. Yaşlı adama "Haklı çıktın" demisler, "Senin oğlun bacağını kırdığı için kurtuldu, bizimkiler ölecek..."

"Simdilik” demis yaşlı adam, "benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Tek gerçek bu, yine aceleyle karar veriyorsunuz..."



      Unal Aysal bugun Fatih Terim' le resmen anlastigini acikladi. Bence suan icin yapilabilinecek en guzel hamleydi. Unal Aysal her gecen gun verdigi demeclerle efendiligi ve durusuyla Galatasaraylilari heyecanlandiriyor. Daha once de cok heyecanlandi bu taraftar. Bugun Galatasaray adina tarihi bir gun olabilir ama hikayedeki Cinli adamin dediklerini unutmamak lazim sadece simdilik...

19 Mayıs 2011 Perşembe

Angelo Palombo

"It's not the size of the dog in the fight, but the size of the fight in the dog" Mark Twain



Kendisi yillardir en begendigim orta sahalarin basinda gelir, Sampdoria ve Genoa sehrine duydugum sempatinin buyuk bir kismini ona borcluyum. Gecirdigi cok basarili sezonunun ardindan bu sene kaptanligini yaptigi Sampdoria ne yazik ki kume dustu. Takimin yildizi Palombo'nun ismi ise hemen transfer haberleriyle anilmaya basladi. Palombo zor gunlerde takimin yaninda olmak isteyip Del Piero vari bir haraket yapip takimda kalmak isteyebilir, ancak kalitesi Serie B'nin cok cok ustunde bir futbolcu. Roma ve Juventus'un Palombo'ya talip oldugu soyleniyor. Gonul ister ki Unal Aysal ve yeni teknik heyet Palombo'yla ilgilensin. Cana ve Palombo ikilisini yanyana dusunemiyorm bile. Turkiye'nin degil dunyanin en savasci orta sahalarindan birine sahip olur Galatasaray. Transfere buyuk bir butce ayiracagi soylenen Juventus'a ragmen Galatasaray'in boyle bir transferi gerceklestirmesi zor gozukuyor. Mustafa Sarp - Ayhan ikilisinin buyuk ihtimal bozulacagini dusunursek bu sene de gelenek bozulmayacak ve yeniden Galatasaray'in en onemli transfer gundemi on libero mevkisi olucak. Bir ilginc not daha Fatih Terim'in Fiorentinayi calistirdigi 2001/02 sezonunda Palombo'nun da Fiorentinada forma giyiyor olmasi. Genc yasina ragmen 10 kez forma sansi vermis Fatih Terim Palombo'ya. Belki de bu ikilinin yollari yillar sonra tekrar kesisir. Fatih Terim'in oyun yapisina savasciligi ve asla pes etmeyen yapisiyla uyan Palombo yeni olusan Galatasaray'in Suat Kaya'si olabilir. Palombo'nun Sampdoria formasini alma planlarim vardi ama belki de bu yaz alacagim Palombo formasinin rengi sari kirmizi olur...

Draft, Pivotlar ve Türkiye

Son 10 yılda takımların kaderlerini degiştiren 1 numaralı draft picklerine yalnızca son yıllara doğru tanık olduk. 2001 yılından itibaren 1 numaradan seçilen oyuncuların bir kısmı hüsran yaratırken diğerleri ise seçildikleri takımları çok daha ileriye taşıdı. Sırasıyla son 10 yılda 1 numaradan seçilen oyuncuların listesi şöyle: Kwame Brown (Washington), Yao Ming (Houston), Lebron James (Cleveland), Dwight Howard (Orlando), Andrew Bogut (Milwaukee), Andrea Bargnani (Toronto), Greg Oden (Portland), Derrick Rose (Chicago), Blake Griffin (LA Clippers), ve John Wall (Washington).

Göze çarpan ilk şey, bu 10 oyuncudan 6’sının center pozisyonunda 5 numara oynaması. 2001-2007 yılları arasında Lebron James hariç seçilen tüm oyuncular pota altını domine etmesi beklenen yüksek potansiyelli yıldızlardı. Ancak aralarından bekleneni verebilen yalnızca takımını milli yıldızımız Hido’nun yardımlarıyla 2009 NBA finallerine taşıyan Dwight Howard oldu. Seçildiği zaman NBA’in açık ara en uzun oyuncusu olan, katıldığı Houston Rockets takımının logosunu degiştirecek kadar etkisi olan ve NBA’i Çin pazarına sokan Yao Ming de franchise player olamayanlardan. Zamanında Tracy McGrady ile kağıt üzerinde oluşturdukları korkunç ikili yalnızca 3 kere en fazla playoff ilk turuna gidebildi. Atletizme dayalı olmayan, teknik yönleriyle bilinen uluslararası uzunlar Andrew Bogut ve Andrea Bargnani ise NBA’de kalburüstü uzunlar olmayı başarsalar da derin bir iz birakamadılar henüz.

Konu ise burada bu sene 23 Haziran’da yapılacak olan drafte bağlanıyor. Bilindiği gibi bu sene drafte genç canavar Enes Kanter ve gururumuz Karşıyakalı Furkan Aldemir katılıyor. Özellikle Enes, yazın oynanan ve Amerika’nın en iyi kolej basketbolcularının Dünya Karması’na karşı oynadığı Nike Hoops Summit’te attığı 34 sayıyla Dirk Nowitzki’nin yıllardır kırılamayan rekorunu kırdı ve potansiyelini fazlasıyla gösterdi. Fenerbahçe Ülker’de oynarken aldığı maaş nedeniyle freshman senesinde Kentucky’de oynayamasa bile seneyi John Calipari denetiminde Kentucky idmanlarında geçirerek zaaflarını güçlendirdi. Maç eksiğine ragmen Enes bu sene belki de 1 numaralı draft seçimi olacak. Kendisi daha önce bahsettiğimiz gibi patlayıcılığı olmayan, ancak pota altında yüksek oyun zekası, fundamentalı, ve uzun menzilli şutuyla bir uluslararası uzun oyuncu tanımına daha yakın.

Dün gece yapılan draft lotteryde ise son 10 yılda 9 kez olduğu gibi NBA’in en kotü galibiyet yüzdesine sahip olan takım (bu sene Minnesota) 1.numaradan seçme hakkını alamadı. Şans bu ya, Lebron Miami’ye gittiginde taraftarlarına Lebron’dan daha once şampiyon olacaklarına yemin eden Cleveland GM’i Dan Gilbert ve ekibinin eline çok büyük bir fırsat geçti. Bu sene Cleveland, 1 ve 4 numaralı draft picklerinin sahibi. Her ne kadar bu sene 2003’te olduğu gibi takımın çehresini baştan aşağı degiştirebilecek bir Lebron James olmasa da, bu sene NCAA’e damgasını vuran Kyrie Irving, Brandon Knight, Kemba Walker gibi 1 ve 2 numaralar mevcut. Son yıllarda seçilen Derrick Rose ve John Wall gibi kısaların takımlarında kaydettikleri gelişmeler göz önüne alınınca (özellikle Rose’un inanılmaz MVP sezonu ve takımı şu ana kadar playofflarda sırtlaması) Cleveland için gelecek çok parlak diyebiliriz.

Yakın tarihte akla gelen bu tarz bir durum en son 2007 yılında oluştu, ve o zamanki Seattle takımı 2 numaradan Kevin Durant’i seçerken, takımın yıldızı Ray Allen’ı da Jeff Green karşılığında draft akşamı Boston’a yolladı. Aynı Seattle, ertesi sene Russell Westbrook’u da 4 numaradan seçti ve bu sene Oklahoma City şehrinde oynayan takımın geldiği yer ortada. Bu sene facia bir sezon geçiren, hatta 26 mac üstüste kaybedip kötü şöhretli bir NBA rekoruna sahip olan Cleveland için dün akşam bir donüş noktası niteliğinde.

(Bu arada draft lottery akşamıyla ilgili düşülecek bir not ise Cleveland GM’i Dan Gilbert’in hasta oğlu Nick Gilbert’in getirdiği uğur. Neurofibromatosis adlı bir sinir hastalığına yakalanan Nick’in vücudunda her an her yerde tümör büyüme riski var. Babası Dan oğlundan bahsederken ona benim kahramanım diyor.)

Geçen sezonu çöpe atan ve adı sanı duyulmamış oyuncularla tamamlayan Cleveland, seneye Antawn Jamison, Anderson Varejao gibi as oyuncularının dönmesiyle beraber bir şampiyonluk adayı olmasa da lige yeni bir renk katabilir. Baron Davis, bu sene Cleveland’a takas olmadan önce Blake Griffin’in performansından olumlu etkilenip basketbola odaklanınca yapabileceklerini bize gösterdi. Zaten seneler önce de ligin All Star point guardlarından biri konumundaydı Davis. Bu 3 oyuncunun etrafına bir adet Kyrie Irving ve bir adet Enes Kanter, arkalarından da sağlıklı bir şekilde onlara destek verecek milli basketbolcumuz Semih Erden’de eklenirse Cleveland Cavaliers Lebron sonrası travma dönemini atlatabilir ve Türkiye’de de bolca ilgi çeken ve sempati duyulan bir takım haline gelebilir, tabii eğer gelecek sezon lokavt nedeniyle iptal olmaz ve oynanırsa…